Manifesto

SİVİL DAYANIŞMA PLATFORMU MANİFESTOSU
 
İnsanlık günümüz itibarıyla önemli bir dönüm noktasına gelmiş durumda. Ulus devlet süreci, küresel dengeler, uluslararası ilişkiler, haklar, özgürlükler, adalet, eşitlik, enerji, ticaret, çevre, tarım, insanlığın geleceği gibi tüm insanları ilgilendiren hususlarda dünyadaki mevcut yapılanmanın ciddi sorunları var. Yeni dengeler, yeni siyaset biçimleri, yeni değerler, yeniden yapılanma arayışları söz konusu.

Dünyanın yeniden şekillenmeye başladığı bir zaman diliminde ülkemiz açısından da çok önemli değişim ve karar süreçleriyle yüz yüzeyiz. Türkiye tarihinden ve coğrafyasından kaynaklanan değerinin farkına varıyor, vizyon geliştiriyor, sorunlarıyla yüzleşiyor, kabuğunu kırmaya çalışıyor. Ülkemiz için her geçen gün yeni fırsatlar doğuyor. Ama bir yandan da ayağımıza dolaşan yapısal engeller var. Türkiye’nin arzulanan seviyeye yükselebilmesi, küresel bir aktör olabilmesi ve güç dengelerini kendi lehine çevirebilmesi için yapısal sorunlarını aşması, yüklerinden kurtulması ve istikrara kavuşması gerekiyor. Bir sıçrama noktasının eşiğinde durduğumuzu ve bu süreçte atılacak doğru adımların Türkiye’yi taşıyacağı ufukları mutlaka hesaba katmalıyız.

Türkiye artık büyük düşünmek, sınırları zorlamak, yeni stratejiler geliştirerek hem bölgesinde hem de tüm dünyada önemli adımlar atmak sürecine girmiştir. Vizyonumuzu da bu perspektiften yeniden belirlemek durumundadır. Bu durum doğal olarak güçlü ve zayıf yönlerini, sorunlarını ve imkânlarını yeniden değerlendirerek stratejik planlamak yapmasını gerekli kılmaktadır.

Öncelikle iç meselelerin halli için demokrasi ve hukuk ekseninde toplumun bütün kesimlerinin ve bireylerin birbirlerine güvenebileceği rahat ve özgür hissedebileceği düzenlemeler yapılması şarttır.
Demokrasi, hak, eşitlik, özgürlük, adalet gibi herkesin ve her kesimin kabullenebileceği değerler etrafında yeni bir bakış açısı oluşturulmalı, devlet bütün kurumlarıyla birlikte ve halkın talepleri doğrultusunda yeni bir yapısal bütünlüğe kavuşturulmalıdır. Yeniden bir toplumsal mutabakat oluşturulmalı ve bu mutabakata göre demokratik, özgürlükçü, katılımcı bir anayasa hazırlanmalıdır.

Türkiye’nin aydınları, akademisyenleri, medyası, sivil toplum kuruluşları ve tüm kesimleriyle bir mutabakat zeminine ihtiyacı var. Bir bütünlük içinde atılması gereken adımlara ihtiyacı var. Millet adına yürütülecek ve milletin sesi olacak bir yaklaşımla demokrasi ve hukuk ekseninde bir yeniden yapılanma süreci yaşamamız gerekiyor. Vizyon sahibi bir ülke olabilmemiz yolunda ülke insanını engelleyen statükocu bakış açılarının değiştirilmesi ve zihniyet değişikliğine gidilmesi de olmazsa olmazlarımızdandır.

Milleti reşit görmeme anlayışının sonucunda ortaya çıkan vesayetçi yaklaşımlara son verilmeli, halka ve sağduyusuna güvenilmeli, her türlü hak, eşitlik, özgürlük talebinin önündeki yapısal engeller kaldırılmalı ve böylelikle tüm insanlarımızın sahip olduğu potansiyeli ülkemizin geliştirilmesi yolunda kullanabilmesinin önü açılmalıdır.