Yeni Türkiye’nin önemli özelliklerinden biri toplumun kendini ilgilendiren sorunlarda inisiyatif alarak yönetime ortak olmasıdır. Bu cümleden olmak üzere yeni anayasanın hazırlanması, yeni Türkiye’nin en önemli göstergelerinden biridir. Toplum ilk defa özgürlüklerini garanti altına alacak ve devletin alanını sınırlayacak bir sözleşme için özne olmaya adım atmaktadır. Milletin özne olma ve kendini yönetme iradesi yeni anayasada somutlaşacaktır. İdeolojik çatışma ve kavgalarla değil, düşünce ve barışla varılan yeni yollarla hazırlanmış bir anayasa Türkiye’yi geleceğe taşıyacaktır. Yeni Türkiye mimarisinde sivil toplumun öncü girişimleriyle sürece aktif katılımı ortak gelecek tasarımında etkili kamuoyu hareketleriyle mümkündür.
Ortak Akıl Hareketi
“Türkiye’de yaşanan demokrasi ve özgürlük mücadelesine aktif katılım sağlamak, temel hak ve özgürlüklerin alanını genişletmek, millet iradesini her tür vesayet ve ipotekten arındırmak, toplumdaki her tür inanç, yaşam tarzı ve eğilimler eşit olarak hukuk güvencesine alacak yeni bir anayasa talebini diri ve canlı tutmak.” - Ortak Akıl Hareketi Manifestosu’ndan
Kayıt yok, şart yok, egemenlik milletin
Özgürlüklerin zihniyet zemini olarak teminatı tam anlamıyla işleyen bir demokrasidir. Özgürlükler, demokrasiyle birlikte genişler. Demokratik işleyişin daraltıldığı zamanlarda en büyük zarar özgürlükler üzerinde görülür. Özgürlüklerin ve demokrasinin teminatı da gerçek bir hukuk devletidir. Yeni demokratik bir anayasa hem hukuk devletinin gerçekleştirilmesinde, hem de özgürlüklerin ve demokratik işleyişin güçlendirilmesinde en önemli ve acil bir adımdır. Türkiye’nin sorunları özgürlüklerin genişletilmesiyle, özgürlük demokrasiyle, demokrasi ise yeni bir anayasa ile sağlanabilir.
Bu düşünce ile Mart 2008’de oluşturulan Ortak Akıl Hareketi, 9 Şubat 2008’de TBMM’de 411 milletvekilinin oyuyla yapılan kısmi anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi ve AK Parti hakkında kapatma davası açılmasıyla başlayan süreçte ortaya çıktı.
Siyasetin normalleşmesine yönelik bir dizi sivil toplum kuruluşu, sendika, girişim ve platformla yapılan görüşmeler neticesinde “Kayıt yok, şart yok, egemenlik milletin” sloganı ile kampanya süreci başlatıldı.
Malatya, Samsun, Bursa ve Konya’da yapılan büyük mitingler toplumda geniş yankı uyandırdı. Süreç içerisinde birçok yürüyüş ve basın toplantısı bu koalisyon tarafından gerçekleştirildi. Bu sayede birbirinden farklı toplum kesimleri dayanışma içinde ve birlikte hareket edebilme alışkanlığını benimsedi.
70 Milyon Adım Koalisyonu
Sivil Dayanışma Platformu Türkiye’deki toplumsal kesimlerin özgürlükçü taleplerini kamuoyuna ve siyasete duyurmada birçok sivil toplum kuruluşuyla ortak dayanışma platformları oluşturmaktadır.
Bir daha asla!
Hiçbir favori darbesi olmayan bizler:
Darbeyi gerçekleştiren askeri cunta adına Genelkurmay Başkanını,
Darbecileri yüreklendiren Cumhuriyet Halk Partisi adına CHP’nin yeni Genel Başkanını,
Darbe düzeni için gerekli hukuki altyapıyı hazırlayan profesörler adına İstanbul Üniversitesi Rektörünü, Darbe öncesi ve sonrası yayınlarıyla darbeye destek veren meslektaşları adına gazete Genel Yayın yönetmenlerini,
Darbeye devrim diyen bütün aydınları, sanatçıları, işadamlarını,
Hayatta olan ya da olmayan tüm 27 Mayıs mağdurlarından, onların yakınlarından ve 50 yıldır askeri vesayet altında yaşamanın bedelini başka darbelerle, idamla, işkenceyle, faili meçhul cinayetle, fakirlikle, adaletsizlikle ödemek zorunda kalmış bütün yurttaşlardan özür dilemeye çağırıyoruz!
Güçlü Bir Evet!
12 Eylül 2010’da yapılan anayasa referandumu Türkiye’de 82 anayasası ile oluşturulan vesayet düzenine karşı milletin tepkisini yansıtabileceği bir tercih olmuştur. Böylelikle yargı ve askeriye aracılığıyla baskı altında tutulduğu oligarşik düzenlemelerin kaldırılması yönünde milletimiz güçlü bir evet demiştir.
12 Eylül referandumu aynı zamanda sivil hak ve özgürlüklerin ve yeni bir anayasa talebinin de oylandığı tarihi bir referandum olmuştur. Vesayet rejiminin dayandığı bir anayasal düzenden sivil anayasal düzene geçiş için bir kavşak niteliğinde olan 12 Eylül referandumu özgürlükçü bütün toplum kesimlerinin destek verdiği bir kampanyaya dönüştü.
Referandum sürecinin yeni Türkiye’nin sivil kazanımlarının hukukileştirilmesi alanında kritik olduğuna inanan Sivil Dayanışma Platformu “Güçlü bir Evet” kampanyası başlatmış ve diğer sivil toplum kuruluşlarıyla beraber 30 ilde geniş katılımlı toplantılar düzenlemiştir.
Yeni Anayasa Çalışmaları
Anayasa için Sözüm Var:
Sivil Dayanışma Platformu öncülüğünde Hak-İş, Anadolu Platformu, Akabe Vakfı, Anadolu Öğrenci Birliği ve diğer kuruluşlarımızın desteği ile Türkiye’nin çeşitli illerinde kurulan 40 stantta 150 bin insan “Nasıl bir Anayasa” istediğini belirtti. Toplanan bu talepler TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na gönderildi.
Yeni Anayasa Platformu (YAP):
Yeni Anayasa Platformu, Türkiye’nin tarihi dönemecinde “yeni anayasa” sürecine gidilirken toplumsal taleplerin merkezde yer almasını savunan çok çeşitli iş ve yaşam alanlarından gelen kişilerin girişimiyle oluşmuş bir guruptur. YAP, yurdun dört bir tarafında “Anayasa Toplantıları” düzenlemiştir.